“Bu yazdıklarım araştırmadan
yayınlanacak bir bilgi değildir, takdir sizindir...”
Ben birkaç kişiye bahsettim ama
kimse inanmadı. Çünkü ortada delil yok belge yok… Kimi bana deli
dedi kimi gülüp geçti, kimisi sadece dudak büktü…
Hoş, ben de kesinlikle öyledir
diye iddia etmiyorum. Ama bu mevzuu bir de okuyucularımızla
paylaşayım istedim...
Nazilli’de Karaçay Mahallesinde
numarası bende kayıtlı olup on haneli bir sokaktan söz ediyorum.
Burada bu sokakta bizim 1953 yılından beri bir evimiz vardı. Biz
başka yerde ikamet ediyorduk ama ara sıra da bu eve geliyorduk.
1965 yıllarında ise devamlı kaldım. O zaman ailem karşı çıkmasına
rağmen şimdi yayınlanmayan Tercüman isimli gazete
okurdum.
O yıllarda Tercüman gazetesinde
Hitler Dosyası diye bir dizi yazı yayınlanmıştı. Yazılarda resimler
de vardı. Bir aile fotoğrafı vardı ve fotoğraftaki büyük kız birkaç
yıl önce başka şehre gelin gitmişti. Nasıl da benziyordu o
resimdekine… Sadece o mu, babası annesi kız kardeşi hepsi
fotoğraftakilere benziyorlardı…
Merak edip araştırdığımda
mahalleli onları Tekirdağlı biliyorlardı. 3 metre eninde 30
metre uzunluğunda bir arsaları vardı. İlk önce köşesinde derme
çatma iki odalı bir ev vardı. Sonra ön kısmına iki katlı tuğla bir
ev yaptırmış. Adam ölünceye kadar bu evde oturdu.
1948 yıllarında Sümerbank basma
fabrikasına bekçi olarak girmiş. Altı ay sonra işten
çıkarılmış. Ailesi de biraz Sümerbank’ta çalışmış. Daha sonra
TCDD’ye girmiş 1978 yıllarında emekli oldu. TCDD’de ambar görevlisi
olarak çalışıyordu. Şef diye hitap ediliyordu.
1960’lı yıllarda gece sokağa
sandalyesiyle oturur sarhoş vaziyette bağırır çağırır kimse de
şikâyetçi olmazdı.
Bir seksen, iki metre boyunda,
yeşil gözlü, üst dudağı yok gibi, burnunun üst kısmında yan
profilden belli olan bir çukur vardı. Kepçe kulaklı, çenesini on
saniyede bir oynatma tiki vardı. Yağlı boya atölyesi vardı ve
Nazilli’ye eşekle geldiği söyleniyordu. Isparta Eğirdirli diye
biliniyordu. Çoğu zaman atölyesinde bulunuyordu.
Tabii bu anlattıklarımı söylerken
herhangi bir konuda herhangi bir yere haber vermek, ihbar etmek
veya herhangi bir iddiada bulunmak gibi bir amacım yok. İnsanlar
ikiz yaratılmış diye de bir söz vardır ama bu kadar benzerlik de
doğrusu zor değil midir?
Rumuz: “İhbar
değil”-İzmir