“Sanki yıllardır birbirimizi
görmemiş ve özlemiş iki kardeş gibi
sarılıp kucaklaştık...”
Dört ay askerliğimiz bitmiş tezkere alma günümüz yaklaşmıştı. Sevinçle üzüntü arasında duygularımız karmakarışık olmuştu. Daha günler öncesinden birbirimizin adresini telefonunu alıyor sivilde de bir araya gelmek için kavilleşiyorduk.
O arkadaşla da uzaktan “iyi
tezkereler” diyerek ayrılmıştık.
Ben Bursa İnegöl’e o da
Kütahya’ya dönmüştü. Hepimiz işimize ve görevimize başlamıştık.
Nedense o arkadaşı bir türlü unutamadım. Niye daha güzel bir
şekilde vedalaşmak ve helalleşmek varken kuru bir gururun esiri
olduk diye içim içimi yemeye başladı... Bir daha artık onunla
karşılaşma durumum yoktu. Meğer dünya küçükmüş. Daha bir ay
geçmeden umulmadık bir şey oldu!..
İnegöl’de bir gün sabahleyin
evden çıkıp işime giderken bir markete uğrayıp gazete almak
istedim. Gazeteyi aldım. Parasını vermek için içeri girerken baktım
o arkadaş içeriden bir şeyler almış kapıdan çıkmak üzere. Bir an
göz göze geldik. İkimiz de büyük bir şaşkınlık yaşadık. İkimiz de
şoke olmuştuk.
Öyle ki benim içeri girmem için,
onun da dışarı çıkması için başka bir kapı yoktu. Bu beş on
saniyelik bir kararsızlık ve şaşkınlıktan sonra hem ev sahibi olmam
düşüncesiyle hem de anlamsız bir gururun vicdanımı ne kadar
rahatsız ettiğini düşünerek ilk adımı ben atmak istedim. Bütün
samimiyet ve sevgimle gülümseyerek:
-Vay asker arkadaşım, kardeşim
sen buralarda ne yapıyorsun diyerek ona yönelince o da aynı
samimiyetle mukabelede bulundu:
-Bir iş için Bursa’ya gidiyorum
onun için buradayım.
Sanki yıllardır birbirimizi
görmemiş ve özlemiş iki kardeş gibi sarılıp kucaklaştık. Bizi o
hâlde gören market sahibi de şaşırmış; “Birbirinizi böyle
nereden tanıyorsunuz?” diye hayret etmişti.
Birlikte bir kahvaltı yaptık. Ben
konuyu açmasam da o da jest olarak benim kendisini ikaz etmemdeki
haklılığı dile getirdi.
Bir saatlik bir sohbet sonunda
onu Bursa’ya uğurladım. Dönüşte kalması için çok ısrar etmeme
rağmen işine dönmesi gerektiğini belirterek İnegöl’den
ayrıldı.
O günden beri ne zaman buna
benzer bir konu olsa üç düşünüp bir konuşacaksın, beş düşünüp bir
yapacaksın, derim. Sonradan pişman olacağın bir laf söylemekten
kalp kırmaktan çok çekinirim. Buna çok dikkat ettim ve Allaha çok
şükür bunun da çok faydasını gördüm. Sağlıklı ve esen
kalın...
Aslan Torun-Balıkesir