“Sizlerden ruhu için bir Fatiha
ve İhlas-ı şerif okumanızı istirham ediyorum
efendim...”
Oğlum Hakan 2003 yılında kısa
dönem askerliğini yaptı. Askere uğurlamadan bir gün önceki akşam
bizim evde dost ve yakınlarımızla toplanmıştık. Bulunanlar arasında
kitaplardaki tarife tam uygun hâl sahibi mübarek bir zat da vardı.
O zat bir iki gün önce bize gördüğü rüyada veya başka bir hâlde,
Hakan’ın askerde iken vefat ettiğini, cenazeyi bize göndermek için
tertip edilen merasimde tabutun önüne hâlen de uygulandığı gibi,
resminin konduğunu büyük bir üzüntü ile söylemişti.
Toplananlar içerisinde bu rüyayı
benden başka kimse bilmiyordu. Nedendir bilemiyorum herkeste derin
bir üzüntü ve sessizlik hâkimdi, sanki herkes ağlamamak için
kendisini zor tutuyordu.
İçimizdeki hâl sahibi zat bir
ara, çok ince bir işaretle beni odanın dışına davet etti.
Çıktığımız yerde bana dedi ki: “Hakan’ın yüzüne baktım rüyada
gördüğüm resmin aynısı!”
Baba yüreği… Beni bir titreme bir
korku aldı, ne yapacağımı şaşırdım, kimse olmasa hüngür hüngür
ağlayacağım fakat ortam sebebiyle ağlayamıyordum.