“Aynalarda kendimi beğenmeye,
etrafa tanınmaya kendime özen göstermeye başladım...”
Dokuz yaşında babasız kalarak
büyüdüm. Annemle birlikte yaşıyordum. Dayım da bize göz kulak
oluyordu… İkimizden başka kimsemiz yoktu. Varlık içinde yaşıyoruz
diyemem ama fazla yokluk da çekmedik. Babamdan kalma evimiz vardı,
maaşı da vardı babamın… Kardeşim de yoktu… Öyle olunca ana kız
geçinip gidiyorduk…
O yıllarda ilkokuldan sonra okula
giden pek yoktu şehrimizde… Ben de annemle birlikte gezip
dolaşıyor, onun arkadaşlarıyla görüşüp konuşuyor genç kız olduğum
zaman dahi, dünyayı kendi çevrem ve çevremdekiler kadar
sanıyordum...
Annem, muhafazakâr bir kadındı.
Üzerime titriyordu. Kendi giymeyip bana giydiriyor, yemiyor,
yediriyordu... Genç kız olduğumda gençlik tabiatı, çevremle genç
kız olarak ilgilenmeye, aynalarda kendimi beğenmeye, etrafa
tanınmaya farkında olmadan özen göstermeye
başlamıştım.
Kontrolsüz güç, güç değildir
derler… Benim felâketim de böyle başladı... O yıllarda internet
nedir bilmezdik… Her şeyi gördüğümüz ile okuyabilirsek okuduğumuz
duyduğumuz ile yaşamaya çalışırdık.