Kendince yaşadığı bu iletişim
şekli onun dünyasında onun için en büyük mutluluk kaynağı
oluyordu.
Biz çocukken, tabii çocuk
aklımızla onu hep “deli” olarak görüyor, onun hareketlerini,
duyamamasını ve konuşamamasını bir kusur olarak değerlendiriyor
onunla alay ediyorduk. Ama sonradan ne bir deli ne de mecnun
olmadığını anladık. Zaten büyüklerimiz de bize öyle...