Selamlaşıp bir masaya oturdu.
Bacanağa kim olduğunu sordum. "Amerikalıymış” dedi...
Emekli olduktan sonra eşimin
memleketi olan Amasya’ya yerleştim. Boş durmasını sevmeyen bir
tabiata (yaratılışa) sahibim. Bazı işlere giriştikten sonra, ava
çok meraklı olduğumdan birçok da arkadaş edindim. Dolayısı ile
Avcılar Kulübü’ne de üye oldum.
O zamanlar av malzemeleri bugünkü
gibi bol değildi. Hele barut karne ile satılıyordu ve temin etmek
pek zordu. Barut hemen hemen kara borsaya düşmüştü. Arkadaşlar dedi
ki:
“Hüseyin Ağabey, ona-buna
kazıklanıyoruz, gel şuraya bir dükkân aç da
kurtulalım...”
Ben de işsiz gezmektense bu
isteği kabul ettim. Kulübe bitişik belediyenin boş bir dükkânı
vardı. Onu kiraladım. Arkadaşların yardımı ile dükkânı bir şeye
benzettik.
Ben hem dükkâna bakıyor, hem de
kulübün işlerini yürütüyordum. Barut meselesinden dolayı oldukça
zahmetli olmasına rağmen, birkaç sene devam ettim. Bu arada
Amasyalı olan eşim vefat etti. Tarsus’un Gülek Mahallesi'ndeki
akrabalarımdan birinin kızı ile evlendim.
Evvelki hanımdan çocuğum
olmamıştı. Yeni hanımımdan bir oğlum, bir kızım dünyaya geldi.
Maalesef kız evladım yaşamadı. Çok şükür hâlen öğretmen olan
oğlumla yaşıyorum.
Oğlum dünyaya geldikten sonra pek
fazla Amasya’da kalmamın bir mantığı kalmamıştı. Dolayısı ile
dükkânımı kapatarak Gülek’e akrabalarımın yanına
taşındım...
Kayınpederimin ve kayınvalidemin
yardımları ile bir arsa bulup bir de ev yaptırdım. Hâlen orada
oturmaktayım...
Hayatımın kısa bir bölümünü
anlattıktan sonra esas anlatacağım konuya geçiyorum... Gülek’e
gelince ilk işim, çarşıya çıkıp bir değişikliğin olup olmadığına
bakmak oldu. Mahalle, daha evvel gazetemizde yayınlanan “bizim
oralar” başlıklı yazımda anlattığım durumdan bir hayli değişikliğe
uğramamıştı. Doğruca bacanağımın lokantasına gittim. Onunla hoşbeş
ederken bana çok yabancı gelen birisi girdi. Selamlaşıp bir masaya
oturdu.
Bacanağa kim olduğunu sordum. Bir
Amerikalı imiş dedi. “Wellcome” dedim. O ise bana iyi bir Türkçeyle
“Hoş bulduk” dedi.
Burada ne iş yaptığını sordum.
“Burası hakkında bir kitap yazacağım” diye cevap verdi. Bir emekli
astsubay olarak hayli meraklanmıştım. Bu adam bu bizim kadar iyi
Türkçe konuşan birisi Amerika’dan buraya bu Gülek’e ne için gelmiş
olabilirdi? DEVAMI YARIN