“Çocuk bunları söyleyince içim
burkuldu… Kendi çocukluğumdaki fakirliğim gözümün önüne
geldi.”
Bu hatırayı beş sene önce bize
gönderen okuyucumuz, telefonda hem hâl hatır sordu hem bu hatırayı.
Beraberinde bir hatıra daha göndereceğini söyledi. Sonra babasının
kendisine üç vasiyetinden söz etti. Biz kendisinden izin
almadığımız için diğer iki vasiyetini değil üçüncü vasiyetini
paylaşacağız hatıranın sonunda. Haydi o unutulmaz hatırasını
okuyalım birlikte:
Yıllar önce, iş yerimin önünde otururken tahta lokum sandığından yapılmış ayakkabı boya sandığını omzuna iple asmış küçük bir çocuk “Amca ayakkabılarını boyayabilir miyim?” dedi.
Yıllar önce, iş yerimin önünde otururken tahta lokum sandığından yapılmış ayakkabı boya sandığını omzuna iple asmış küçük bir çocuk “Amca ayakkabılarını boyayabilir miyim?” dedi.
-Kaça boyuyorsun?
-İki yüz elli kuruş (yıllar
öncenin fiyatı)
Anlaştık. Boya sandığını yere
koydu, ben de ayağımı boya sandığına. Dizlerinin üzerine çöktü.
Sandığın içinden boş yuvarlak bir teneke kutusu çıkardı. Kâğıda
konulmuş boyayı bu teneke kutuya boşalttı. Ben vakit geçirirken
çocuğun heyecanlı hareketlerini...