“Bu hatıra, 8 Şubat 1991 yılında
bu köşede yayınlanmıştı. O kadar istek var ki tekrar
yayınlıyoruz...”
Şu Körfez Savaşının alevlendiği
günlerde (8 Şubat 1991) herkes değişik yorumlar yapıp, millî
menfaatlerimiz açısından kritiklerde bulunurken, ben hep sekiz on
sene önce yaşadığım bir hâtıramı ve hiç unutamadığım meçhul
ihtiyarın hâlâ kulaklarımda çınlayan sözlerini sizlere nakletmek
istiyorum. Ben asit ticaretiyle uğraşan bir kişiyim. Mesleğim
icabı, arabamı Balıkesir’den asitle yükler, İstanbul’a döner,
ticaretimi yaparım. İşte bundan sekiz on sene öncesi (1980) bir
günün akşamı, boş tankerimle Balıkesir’e varmak üzere yola
çıkmıştım. Emir Sultan kasetindeki gibi kamyonuma yolda el kaldıran
bir ihtiyarı aldım. Baktım, dedenin heybesinden mis gibi ekmek
kokusu geliyordu. Öyle de acıkmıştım ki... Gecenin bu vaktinde, bu
kadar sıcak ekmek nasıl olurdu hayret ettim. Dede içimi anlamış
gibi:
-Sıcak ekmek var evlâdım yer
misin?
-Ver dede iki
lokma...