“Gelen misafirlere birer tane içli köfte ikram
ettiler ama ne içli köfte; Maraş usulüymüş...”
Yıl 1983, askerden yeni
gelmiştim. Hemen ertesi gün Ömer ağabeyim beni Kütahya'daki Türkiye
gazetesi bürosuna götürüp oradaki arkadaşlarla tanıştırdı. Ağabeyim
ne derse yapmağa mecburdum. Çünkü biz, diğer kardeşlerim de dâhil,
ağabeyimizi hem severiz, hem de onu üzmekten çok çekiniriz.
İsteseydi beni şer olan yerlere de götürürdü. Ben de giderdim.
Fakat hayırlı yere götürdü. Allahü teâlâ ondan razı
olsun...
Derken, Kütahya'da gazete dağıtma
işine başladım. O zamana kadar ne bir kitap, ne de bir gazete
okumuştum. Sanki hayatımda yeni bir dönüm noktası
başlamıştı.
O sene gazetemiz, üç ciltlik “Bir
Bilene Soralım” kitapları vermişti. O kitapları okudukça fıkıh
ilmine merakım artıyordu. Bütün arkadaşlarımı çok seviyor, her
birine gıpta ile bakıyordum.
Bana namaz kılmasını, Kur'ân-ı
kerim okumasını da öğretiyorlardı. Hele bir tanesi vardı ki, onun
namaz kılışına, kitap okumasına, Kur'ân-ı kerim okuyuşuna, kısacası
her hâline hayran kalıyordum.
Bu zat, daha sonra kayınpederim
olan Âdem Sancar Ağabeydi...
Bir gün arkadaşlar, misafirliğe
Âdem Abilere giderlerken beni de götürdüler. Orada İslam
âlimlerinin hayatları ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektûbât’ı
okunuyordu. Kalabalıktık. Ben en sondaki sandalyeye oturmuştum.
Gelen misafirlere birer tane içli köfte ikram ettiler. Ama ne içli
köfte?
Maraş usulüymüş. Her biri bir kaz
yumurtası büyüklüğündeydi. Ağızlara layık köfteler...
Fakat bana yemek nasip
olmadı.
Çünkü kalabalık olduğumuzdan bana
sıra gelinceye kadar köfteler yetmedi.
Meşakkatli bir iş olduğu için
tekrar yapılamazdı da. Bense âdeta aşeren hamile kadınlar gibiydim.
Öyle çok özenmiştim ki. Sen misin özenen?
Daha sonra bir vesileyle
kızlarına talip olduk. Nasip oldu nikâhlandık. Evlendik… En çok
içli köfte yemek bana nasip oldu. Evet, bu lezzetli köfteleri
yapan, Kütahya'nın Seyyîdesi, merhume Sabahat Sancar (Arvas)
Hanımefendi idi. Her hâliyle örnek bir hanım olan bu kayınvalideme,
Cenab-ı Hak, gani gani rahmet eylesin. Âmin...
Bu mübarek günlerde muazzez
ruhuna birer Fatiha okuyanlardan Allah razı olsun...
Abdullah
Bülbül-Bursa