“Karakol, bulunduğumuz yere
yakındı. Hemen karakola doğru 'polis!' diye
bağırdım...”
Dükkânıma gelen yankesicilerle
ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Onlar dükkândan ayrılıp ana
caddeye yöneldi. Ama o da ne? Dükkânın önündeki yağ tenekelerinin
yerinde yeller esiyor. Şaşkınlıkla gördüm ki benim yağ tenekeleri
eski bir kamyonetin üstünde gidiyor... Kadın ve çocukların beni
niçin dükkânda oyaladığını geç de olsa anlamıştım.
Hemen kapıyı kilitleyip
peşlerinden koştum... Caddenin karşısına geçtiğimde, kamyonet
gözden kaybolmuştu ama beni oyalayan kadın ve çocuklar ileride
gidiyorlardı... Tam o esnada, kılık kıyafeti diğerlerinden farklı
olmayan bir adam taksiyle yanıma yaklaşıp “Bir yere mi gitmek
istiyorsun abi, atla götüreyim” dedi... Fakat bu kez tez
ayıkmıştım. Onun otosuna binmedim. Bir başka taksiyi bekledim... Bu
arada az ileride trafiğin sıkışıklığından dolayı bekleyen belediye
otobüsüne, o kadın ve çocukların doluştuğunu görünce taksi
beklemekten vazgeçip var...