“Suçumuz senin Müslüman olman,
benim de Müslüman olmayı kabul etmemdi!..”
Aliye’nin İbrahim’e yazdığı
mektubu yayınlamaya bugün de devam ediyoruz:
Duydum, seni de Hamiyet Hanım
isminde birisi ile evlendirmişler. Çok temiz bir kadınmış. Ahlaklı,
edepli, âlime birisiymiş... “Bana yapılanı sen de ona yap” diye
nasıl derdim İbrahim’im?
Demedim. Diyemezdim. Desem de
gelmemeliydin. Ama deseydim koşarak gelirdin biliyorum. Sevdim,
sevildim, biliyorum; hâlâ beni seviyorsun biliyorum. Hâlâ “gel”
desem koşarak gelirsin. Bundan eminim. Ama bunu senden nasıl
isterim?
Şimdi ben dul bir kadınım. Bir
kızım oldu. Adını Birgül koydular. “Güleyim” diye. Bir defa olsun
onlara gülmedim İbrahim’im... Beni senden ayıranlara, beni senden
uzaklaştıranlara, beni senden mahrum edenlere nasıl gülebilirdim?
Gülmedim İbrahim’im… Yaşım ilerledi, yüzlerim buruştu, adımlarımı
zor atar oldum. Beni böyle görseydin, eminim “sana yaşlılık ne
kadar da yakışmış” derdin. Bu kadar narindin...