“Param yok desem olmaz. Zaten çektiğim para elimde. Daha cüzdana
bile koymamışım...”
Hâl hatır sorduktan sonra muhabbet ta buralara kadar gelmişti…
Eminönü’nde karşılaştığı bir vatandaşın yaşadıklarını anlatıyordu…
Adamcağız bir elinde baston sağ bacağı topallar hâldeydi… “Geçmiş
olsun” diyenlere anlatırken kendisi de kulak misafiri olmuştu…
“Ya insanlık ölmedi ya kardeşim… Bir arkadaşımın bir miktar paraya
ihtiyacı varmış. Benden rica etti. İşi görülsün” dedim.
Aksaray’da bir bankamatikten parayı çektim… Geri döndüm ki karşımda
iki madde bağımlısı genç:
“Amca bize biraz para lazım, yardımcı olur musun?”
Param yok desem olmaz. Zaten çektiğim para elimde. Daha cüzdanıma
bile yerleştirmemişim. Para verecek olsam çıkartıp ellilik yüzlük
verecek hâlim yok ya… Bir baktım bankamatik son 100 lirayı sayarken
50’lik iki 20’lik bir 10’luk şeklinde vermiş.
Dedim şu anda en kolay yol, her ikisine birer 20’lik verip başımdan
savmak… “Alın bakalım birer 20’lik” dedim.
Hayret ki ne hayret… “Bu ne amca, biz bununla ne yapacağız?” tarzı
itiraz etmesinler mi?
-Ne olacak? dedim,
-Biraz daha ver. Bak elin para dolu, dediler…
İkisi de biri bir yandan diğeri bir yandan sıkıştırıyordu. Belki
fırsat bulsalar elimdekini alacaklardı. Ya da hepsini vermemi
istiyorlardı…
Haydi çekin gidin filan desem de öyle hiç tırsacak veya saygıdan
dolayı gidecek hâlleri yoktu… Baktım üzerime geliyorlar ve beni
zorluyorlar. Celallendim.