“Elime alıp son kez baktım
koynumda sakladığım resmine ki günde yüz kez bakıyordum...”
Askere gitmek nedir ki, can baş
üstüne… Ama ben askere gidince geride bıraktığım sevdalım ne
olacaktı? Ya korktuğum başıma gelirse ben ne yapacaktım? Oturup
“ocağım söndü bu ne beladır” diye ağıt mı yakacaktım? Ama celp
kâğıdı geriyi ileriyi dinlemiyor… Geldiği zaman alıp götürüyor hiç
bilmediğin ufuklara… "En büyük asker bizim asker" diyerek
uğurluyordu arkadaşlarım ama birliğime teslim olurken gönlümü
memlekette bıraktığımı kimselere söyleyemiyordum. Tıpkı tektip
kıyafetleri giyip de sivil kıyafetleri geride bıraktığımız
gibi…
Ah bu ayrılık beni bitirdi be
usta… Gönlüm yıkıldı, ocağım söndü… Vatan görevinin yüceliği kadar
terk edilme korkusunun verdiği acısı yaktı yüreğimi…
Telefonlarda konuşmak
kesmiyordu… Mesajlarıma verilen cevaplar beni...