“Samimi olduğun kişilerin
isimlerini bana ver ben de senin selamınla onları abone
yapayım”
Yıl 1982 memleketim Burdur
Gölhisar kazası nüfus 12 bin. Gazetemiz Türkiye için abone
çalışması yapıyorum. Bir gün, pencereleri gazete kâğıtlarıyla
kapatılmış içerisi görülmeyen bir kahveye girdim. Böyle yerlere
kulüp deniyormuş. İçeride masalarda oyun oynayanlar vardı. Kahvenin
sahibi ile tanıştım. İsmi Mehmet’miş. Gazetemizi ve hizmetleri
anlattım: “Türkiye gazetesi dinî bilgiler içerir buraya
göre değil burası oyun oynanan bir yer” deyip beni
gönderdi.
Ben kapıdan çıkınca iki elimi
birbirine vurarak “geldi bir abone daha” dedim. Çünkü Mehmet
Beyin bu sözünden dinimize saygısı olduğunu anladım...
Aradan bir hafta geçti, tekrar
gittim. Beni görünce “ben sana bu gazete buraya gitmez” demedim
mi?” dedi. Ben de “dediniz” dedim bir gazete bıraktım ve
döndüm.