“Taş döşeli avludan ikinci kapıya doğru yürüdük... Zahide Bacı
bizi buyur etti...”
Alışveriş yapmak amacı ile girdiğim dükkânda, mal sahibinin yanında
oturan kişilerin konuşmaları ilgimi çekti... İstemeyerek de olsa
“kulak misafiri” oldum... Üzerine yerli dokuma bir seccade
atılmış tahta sandalyede oturan ak saçlı, sakallı saygıdeğer bir
görünümü olan kişi, birisinden bahsediyordu:
“Maşallah yaşı da doksanı buldu...”
Aynı şekilde diğer sandalyede oturan da ona cevap veriyordu:
“Ne doksanı? Biz yaşadık yetmişi... Ahmet Emminin yaşı, yüzden aşağı değildir...”