“Ailemi önce Allaha sonra sana
emanet ediyorum. Ben ölüyorum diye sakın onları aramazlık
etme!”
Sebebini bilmediğim, tahmin
edemeyeceğim kadar büyük ve garip bir sıkıntı içerisindeydim.
Bunalıyordum sıkıntıdan, patlayacak hâldeydim. Günler değil
haftalarca üzerimdeki bu sıkıntıyı atamamış dağıtamamıştım. Âdeta
gülmeyi unutmuş yüzü asık, hep düşünen çekilmez bir adam olup
çıkmıştım... Bendeki bu değişimi tabii ki dostlarım
arkadaşlarım fark etmiş beni soru yağmuruna
tutmuşlardı:
-Ne oldu dostum, bu sabah yine
sol tarafından mı kalktın?
-Karadeniz’de gemilerin mi
battı?