“Biraz peşimden geldi bağırdı çağırdı. Sonra bir şey
yapamayacağını anlayınca peşimi bıraktı...”
Ehl-i sünnete hizmet yolunda korku yoktur efendim. Çoktandır yazmak
istediğim bir hatırayı bugün yazmak nasip oldu...
Türkiye gazetesi, malumunuz elden siz değerli okuyucularına kapıya
kadar gönderiliyor. Bizim gibi personel olanlar da haftada bir iki
gün okuyucumuzu ve diğer esnafları gazetemiz adına ziyaret edip hâl
hatır sorup Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından hediye verip
gazetemizi okumak isteyen yeni okuyucularımızın bilgisini
dağıtıcımıza ulaştırıyoruz.
Koronadan önce güzel bir yaz gününde değerli gönül dostum,
latif, kibar, naif ve değerli Mustafa Ağabey ile beraber sahada bu
anlamda esnaf ziyareti yapıyorduk.
Kendisine sordum, “efendim başınızdan geçen bir hatıranız var
mıdır?''
“Var Mehmet” dedi ve şöyle anlatı:
“Biz Vanlıyız” dedi. “Böyle bir gündü. Şirin bir ilçemizde Ehl-i
sünnet âlimlerinin kitaplarını satmak için karar verip yola çıktık.
İlçeye varıp satış için çalışmaya başladık. Biraz sonra birileri
gelip ne sattığımızı ve kim olduğumuzu sordular. Kendilerine Ehl-i
sünnet âlimlerinin eserlerini getirdiğimizi söyledik. Bir tanesi
kendi ideolojik düşüncelerine ters olduğunu söyleyip bize engel
olmaya çalıştı. Sözlerine önem vermediğimizi, işimize devam
ettiğimizi görünce de ego yapıp çıkarttı kafama silahını
dayadı:
“Eğer buradan gitmezseniz, sıkarım" dedi.
"Eğer sıkmak istiyorsan kimse mâni değil sıkabilirsin" dedim.
Adam biraz o şekilde durdu. Ama bir türlü tetiğe basmadı, basamadı.
Kendisine şefkatle gülümsedim. “Sen böyle bir yaratılışta değilsin
var git işine” dedim. Biraz peşimden geldi biraz atar yaptı ama
sonra bir şey yapamayacağını hissetmiş olacak ki peşimi bıraktı
gitti...”
“Çok merak ettim, adam böyle davranınca sizde korku panik olmadı
mı?” diye sordum.
“Yok” dedi ve anlatmaya devam etti.