“Arkadaşlarımızın hemen hemen hepsi Tatvan’da oturuyordu. Beş
altı saat sonra Diyarbakır’a geldik...”
Türkiye’nin çok karanlık, kontrolsüz günlerinin yaşandığı;
anarşinin kol gezdiği, sokakların bölündüğü, kardeşin kardeşe
düşman olduğu, beş bin vatan evladının yok yere öldüğü 1980 öncesi
yıllardı.
O yıllarda Bitlis Tatvan’da görev yapıyordum. Aynı zamanda da
Yay-Kur'a bağlı Meslek Yüksekokulunda okuyordum. Okulun devam
mecburiyeti yoktu. Şimdiki açık öğretim gibi denilebilirdi.
Sınavlara da her dönem belirlenen yerlerde giriyorduk. Şimdiki gibi
öyle her ilde veya büyük ilçelerde sınavlar yapılamıyordu. Hatta
doğu illerinde de birkaç büyük ilde Erzurum veya Diyarbakır’da
filan sınav yapılabiliyordu. Biz Tatvan’da görev yaptığımız için
bizim o yaz dönemi sınav yerimiz belli olmuştu. Diyarbakır da
sınava girecektik...
Sınavlar beş gün sürecek çarşambadan başlayıp pazar akşamı sona erecekti. Birbirimizi tanıdığımız yedi arkadaş Tatvan’da bir araya gelerek beraber Diyarbakır’a gidip imtihanlara da beraber girip yine hep beraber Tatvan’a geri dönmeye karar verdik. Bizim gibi Tatvan’dan ve Bitlis’ten de bayağı kalabalık gruplar Diyarbakır'da sınava gireceklerdi.