“Peşin hükümlü olma,
ümidini yitirme. İnşallah ikimiz de savaştan gazi olarak
döneriz...”
Kıbrıs ile ilgili dilden dile
anlatılan unutulmaz hikâyelerden biridir. 1974 yılı Kıbrıs Barış
Harekâtının en hararetli günleridir… Mevziden düşman hedefine
kurşun yağdıran askerlerimizden ikisi, silah seslerinin
tarrakasından vakit buldukça konuşur. Her ikisi de daha önce
birbirini görmemiş. Birlikleri aynı değil. Ama şu anda omuz omuza
görev ifa etmenin coşkusu ve heyecanı içindeler:
“Ta ta ta ta… Ta ta ta
ta…”
Başlarının üzerinden geçen kurşun
vızıltısı bir yana, atılan havan toplarının gürültüsü kulakları
sağır edecek derecede şiddetlidir. Yanındaki asker arkadaşı
otomatik silahının bir şarjörünü daha boşalttıktan sonra kendisine
dönüp gülümser. Yarı mahcup yalvarır şekilde seslenir:
“Hemşehrim sana bir mektup
vereyim. Bu mektubu eğer sağ kalırsan anneme verir, selamımı
söylersin olur mu?”