“Oğlum bununla ne yapacaksın?”
dedi, “Köyde lastik ayakkabı tamir edeceğim” dedim.
O yıllar şimdiyle kıyas
edilemeyecek derecede yokluk yıllarıydı. 18 km yolu yaya gidip yaya
gelerek bir yük odunu 2 liraya satıp, ilçeden 2 litre gazyağı, 3 kg
da tuz alıp geri kalanı evin ihtiyacı için eve götürürdük. Acıkınca
20 kuruşluk helva ancak alabilirdik. Ekmeğin arasına dürüp
yerdik.
Hayat böyle devam ederken 1951-52
kışı köyümüzdeki camiye gidip Kur’ân öğrenmeye çalıştım. 4 ay
sonunda Kur’ân-ı kerimi yarıya...