Biraz uzaklara… Tarihin derinliklerine gitmeye ne dersiniz
bugün?
Bir hükümdardan söz etmek istedim size.
Adı Babür… Uzun yazılırsa “Zahîrüddîn Muhammed Bâbür”
Doğumu bilinmiyor ama ölüm tarihi 937… Tam on bir asır önce…
Bâbür İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarıymış… Ama onda öyle
özellikler ve güç kudret varmış ki onlar bir insanda aynı zamanda
bir araya gelemeyecek kadar çokmuş…
Bu hâliyle de Babür bir hükümdar olarak yalnız Türk tarihinde
değil Doğu ve Batı dünyasının büyük şahsiyetler galerisinde
günümüzde bile hayranlık uyandıran bir portre olmuş.
Düşünsenize bir… Daha 12 yaşında tahta çıkıp ülke yöneten bir zekâ…
Sonrasında da ölene kadar seferden sefere koşup at üstünden
inmeyen bir cengâver…
Tahtını, fethettiği ülkeden ülkeye taşıyıp yeni devletler kuran bir
politikacı… Savaşsız geçen günlerinde de boş durmayan bir bilim
adamı… Ok atma, kılıç kullanmanın yanında peyzaj mühendisliği,
yüzme, güzel sanatlar gibi dallarda zirve bir sanatkâr…
Dinde bir fakih… Şair ve dünyanın zevkle ve takdirle okuduğu üstün
bir hâtıra yazarı… Hayatı bir yaşama sanatı hâline getirmiş bir
Türk soylusu…