“Muayene sonunda, bende apandisit
olduğunu hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi...”
İlçedekiler başka bir doktor
olarak bir operatör doktor olduğunu söylediler. Okulda sınıfta
başlayan sancım aralıklarla devam ediyordu. Okulda yalnız
kaldığımdan “gece apandisit patlarsa, gariban gider” diyerek özel
muayenehanesine gittik. Muayene sonunda, bende apandisit olduğunu
hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ben de öğretmen olduğumu
söyleyerek hükûmet tabibinin sevk yapması için yardımcı olmasını
istediğimde hastalığı iki gün kadar uyuşturan ilaç verdiğini
söyleyerek reçete yazdı.
İki gün sonra İlköğretim
Müdürlüğünden hükûmet tabibine sevkle gittiğimde gene aynı özel
durumumu anlattım. Karşılığında söylediği şu oldu: “Madem başka
doktora gidecektin bana niye geldin?”
Beni dinlemeye gerek duymadan
muayenehanesinin kapısını yüzüme kapattı.
Hava soğuk, öğretmenler lokaline
gittim. Üşüdüğümden sobaya yakın oturdum. Biraz sonra şiddetli
sancı başladı. Bu durumu kabul edemiyordum. İlköğretim müdürü,
arkadaşları ile kâğıt oyunu oynuyorlardı. Yanına giderek “bizimle
ilgilenmiyorsunuz” diyerek yüksek sesle şikâyetimi dile
getirdim.
İnsanın canı tehlikeye düşünce,
hiçbir şeyi umursamaz oluyormuş. Oradan çıktım Ankara'ya gittim.
Resmî izin almadan, pazartesi günü A.Ü. Tıp Fakültesi son
sınıfta okuyan arkadaşımı buldum. Onun yardımı ile gereken
tahlilleri, böbrek filmini çektirdim. Bu işlemler tam üç gün devam
etti. Teşhis koyamadılar. “Olur” da demediler “olmaz” da demediler.
Perşembe günü Beypazarı’nda kendimi üçüncü defa hükûmet tabibine
sevk ettirdim. Özel muayenehanesinde ne o bir şey sordu, ne ben bir
şey söyledim; sessizlikleri oynadık birbirimize karşı. Beni Devlet
Hastanesi dâhiliyeye sevk etti. “Bu işi hallettim” diye sevindim.
Dâhiliye doktoru muayenemi yaptı ve “senin böbreklerinde kum var”
diyerek reçete yazdı.
“Ben Ankara'dan geliyorum şu
böbrek filmlerim. Böbreklerim temiz” dediğimde “Sen ameliyat olmaya
o kadar meraklı mısın?” diye sordu. “Sağlığıma kavuşmak için
gerekirse ameliyat olurum” demem üzerine “Doktor verdiği reçeteden
sorumlu değildir” diyerek ilaç reçetesini verdi.
O hafta içerisindeydi. Zamanın
Millî Eğitim Bakanı Beypazarı'na geldi. Fırsat bu fırsattı.
Derdimi anlatmalıydım... DEVAMI
YARIN