“Ben, biricik yavrusundan uzakta
kalmış, yuvası dağılmış talihsiz bir babayım...”
Şu İstanbul’un altını üstüne
getiren trafik kargaşası sebebiyle, ne akla hayale gelmez şeyler
oluyor da, kimse bilmiyor...
Bundan bir ay kadar önce, Fatih
istikâmetine gidecektim... İşim o kadar acele ki, tarif edemem...
Ama ne bir belediye otobüsü geliyor ne de, boş bir taksi... Yollar
zaten tramvay inşaatı sebebiyle kapalı...
Hiç âdetim olmadığı hâlde bir
otostop yapmak zorunda kaldım... Gelen özel otomobillere işaret
etmeye başladım... Şükür, son derece lüks bir otomobil durarak beni
aldı: