“Her gördüğümün menfaatperest
olup olmadığını sorgulamak için beynimi yormayı istemiyorum
artık!..”
Altmış yaşında verdiğim bir
kararla İstanbul’dan; büyükşehirden ayrılıp Anadolu’nun sakin bir
beldesinde yaşamak için verdiğim karar üzerine duygularımı
anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Yıllar önce gezmeye uğradığımız
İzmir'in şirin bir ilçesi olan Foça'yı "İşte emekliliğimde yaşamak
için hayal ettiğim yer " diye düşünmüş bu güzel ilçe yıllarca
aklımdan çıkmamıştı. “Tarih tekerrürden ibarettir” mi desem ya da
“kısmetten ötesi yoktur” mu desem, işte tekrar
Foça'dayım...
Kaldığım sürece her sabah gün
ağarırken balık tutmak için yola çıktım. Denizi bir harika…
Serinledim sularında Foça'nın. İnsanlarını tanıdım. Daimî
görüştüğüm dostlar, edindim. Sohbetler ettik keyifle…
Her gün mutlu ve huzurlu günlerin
devamıyla tam bir yıl geçirdim burada. Sonra tanıştığım yeni bir
dost "ağabey Antalya'ya gel tam sana göre bir yer orası" dedi ve
yaşadığı memleketine...