“Ayakkabılardaki kurumuş
çamurları; ayaklarını yere vurarak düşürmeye uğraştı...”
Sabah hava bulutluydu... Meydanı
bir toz kümesine dönüştüren deli rüzgârlar geçiyordu köyün
tepesinden... Söğüdün püsküllerini savuruyor, meşeleri
hışırdatıyor, çınarın gevrek dallarını çıtırdatıyordu...
Delikanlı marulları sulayıp
domatesleri biberlerin üzerlerini bezle siliyordu. Sonra birden bir
kadın yanaşmaya başladı hana. Kalkmış tozdan bir gölgeye
benzeyen kadın...