“Yengem de çaresiz dedi ki:
Çocuğun şampuanı bitmiş de, bakkaldan alıp gelebilir
misin?”
O gün sabahtan beri aç karnına,
iki üç saatlik yolu yürüyerek gittiğim akrabalarımın evinde de
sofraya denk gelmeyince aç acına kuru çay ikramı altında ezildim…
Fazla çay da içemedim… E yokluk yılları… Onların evinde de bir şey
yok ki getirip ikram etsinler…
Şimdilerde hemen her evde hiç
olmazsa bir paket bisküvi bulunur… Hoş, olmayan da vardır elbette
ama o yıllardaki gibi çoğunlukta değildir…
Neyse o gece onlarda misafir
kaldım… Hiç olmazsa sabaha kadar beklesem de sabahleyin kahvaltı
yapılacaktı…
Sabahleyin çok şükür yine çayla
birlikte Allah ne verdiyse bir kahvaltı geldi sofraya… O bir gün
sonraki kahvaltının lezzetini asla unutamıyorum…
Kahvaltı bitti… Hafta sonu olduğu
için okula gitme gibi bir durumum yoktu… Rahattık yani… Derken hiç
ummadığım bir durumla karşı karşıya kalıverdim… Yengem de çaresiz
dedi ki:
“Çocuğun şampuanı bitmiş de, bir
koşu bakkaldan alıp gelebilir misin?"
Dondum kaldım… Cebimde değil
şampuan almak ekmek almaya para yoktu… Zaten dün de sabahtan akşama
kadar onun için aç kalmış, belki karnımı doyururum ümidiyle onların
evine gelmiştim.
İyi de ben bu durumu yengeme
nasıl anlatırdım? Hemen o anda da bir çare bulmalı, bir çözüm
üretebilmeliydim.
Bize öğretilen düsturda “yok”
kelimesi yoktu… Pervasızlık hele hiç yoktu… Fedakârlık ve
vefakârlık adımız soyadımız gibiydi… Dedim ki:
-Şey alayım tabii… Ama şu an
gidip gelmeyeyim de biraz sonra getireyim olur mu?
-Olur olur, acelesi
yok…
Ve evden çıktım… Cep delik cepken
delik… Bir ekmek almaya parası olmayan ben, şimdi nereden para
bulup da bebe şampuanı alacaktım… Üniversite öğrencisisin kimi
nereden tanıyacaksın? Hangi bakkala gidip de veresiye isteyeceksin?
Hem o çevrede bir defa bile alışveriş yapmadığın bakkaldan bunu
nasıl isteyeceksin?
Böyle kendi kendime söylene
söylene, durduk yerde terleye terleye; o yediğim iki lokma
kahvaltının bedeli gibi bir mecburiyetle yaya olarak yürümeye
başladım…
Ayaklarım ister istemez beni
evime doğru götürüyordu… Allah’ım sen bir kolaylık ver? Ben şimdi
onlara ne diyeceğim? Bebe şampuanı alamadım diyemem. Kimseden de
para bulma şansım yok… Ben ne yapacağım şimdi? DEVAMI
YARIN