“Üzgün mahcup bir şekilde mağazadan dışarı çıktım.
Aslında mağazadan kovulmuştum.”
Acemi pazarlamacılığımla ilgili hatıramı anlatmaya
bugün de devam ediyorum. Yıl 1986… Mevsim hazan… Aylardan ekim…
Sabahleyin kalktım, lüks bir mağazaya gittim. Çok şık, güzel,
pahalı bir takım elbise, gömlek kravat ayakkabı ve aynı renkten
kemer aldım eve geldim. Hanıma “nasipse yarın pazarlama işine
başlayacağım” dedim.
O
da “hayırlı olur inşallah, sen bu işi başaracağına eminim” deyince
inanın koltuklarım kabardı, biraz daha kendime öz güven
geldi.
Ertesi gün sabah erkenden kalktım. Tıraş oldum.
Güzelce giyindim. Kravatımı taktım, iş yerine geldim. Müdürümüz
Cahit Abiye: