“Akşama doğru yavaş yavaş kendine
gelen kardeşimle görüşebildik ama pekiyi değildi”
Dışarıda fırtınanın sesi, yan
odada kardeşimin acı içinde inleyişleri duyuluyordu. Bu, kardeşimin
hastalığının üçüncü günü idi. Onu bir gün önce hastaneye götürmüş;
karnındaki sancıların bir üşütme sonunda meydana gelen basit bir
karın ağrısı olduğunu öğrenerek gelmiştik.
Önce bu teşhise sevinmiştik. Ama
gün boyu gittikçe şiddetlenen ve aldığı ilaçlara rağmen dinmek
bilmeyen sancıların, mutlaka bir başka sebebi olmalıydı. Sabahı zor
bekledik. Babam kardeşimi yine aynı doktora götürüp; sancısının
geçmediğini belirterek, yeniden muayenesini istemişti. Muayene
sonunda yine bize ısrarla “üşütme” kaynaklı olduğunu söylüyorlardı.
Bunun üzerine bir de özel muayenehaneye götürmüşlerdi.
Yapılan tahliller neticesinde,
apandisitin maalesef saatler önce patlamış olduğunu öğrenmiştik. Ve
en yakın hastanede ameliyata alınmış, babam bize haber göndererek
gelmemizi istemişti.
Annem ve babamla birlikte, Allahü
tealanın onu bize bağışlaması için dua etmekten başka bir şey
yapamıyorduk...