İspanya Milli Takımı muhtemelen şöyle bir taktik konuşmasıyla
maça çıkıyor:
“Hola, Alba. Sen De Gea’nın elle oynadığı yahut Pique’den açılacak
topla sol kanattan Iniesta’yı görüp sonra çizgiden karşı defans
arkasına koşu yapacaksın. O sırada Iniesta babasının topu gibi
oynayıp durmadan al ver yaparken senin yalancı koşunun çektiği
defansın arasında Morata ile Nolito hareketli olacak. Da Silva ile
Juanfran birbirine yakın oynayacak. Alba ileri çıktıkça üçlü
defansa döneceğiz. Belki defans yapmamıza bile gerek kalmaz
ama…”
***
Rakibi Türkiye ise, taktikten ziyade tam bir strateji takımı olarak
oyunu şöyle kuruyor:
“Şimdi sen o gazeteyi satın alacaksın. Oğlunu Federasyon'a Başkan
yapıyoruz. Beşiktaş’ı, feda bir yana, veda eşiğine getirmesi önemli
değil. Bak, nasıl Federasyon’un havuzu varsa, medya da öyle. Fatih
Hoca’nın adını bizim Büyükşehir Belediye stadına verin. Ne
istediyse verin, ne istedi de vermedik olmasın. Hoca kadroyu
kurarken siz de gazeteden şu şu isimleri kadro dışı, şu şu
haberleri yayın dışı bırakın. Hain kalmasın.”