Sen neymişsin be Reza!
Uyuşturucudan fuhuşa, altın-döviz kaçakçılığından, sahte
belge düzenlemeye, rüşvetten yasaları delmeye kadar yasa ve ahlak
dışı ne kadar pis iş varsa yapmışsın…
İşlediğin suçlar nedeniyle Türkiye’de hayatını cezaevinde geçirmen
gerekirken, ödüller kapmış, bakanları önüne yatırmış, bayrağımızın
fon olarak kullanıldığı televizyon röportajında “Tek başıma
cari açığın yüzde 15’ini kapattım” diyecek kadar yalana
batmışsın!
Şimdi ABD yargısının önünde bülbül gibi ötüyor, yaptığın tüm
pislikleri adeta şakıyorsun…
Her duruşmada tüyü bitmemiş yetim hakkıyla rüşvete
boğduğunu öne sürdüğü Zafer Çağlayan gibi tüm ortaklarını satıyor,
ülkemizi dünyaya rezil ediyorsun!
Belki sen farkına varmıyorsun ama, bana göre kustuğun her itirafla
yalnız ve güzel ülkeme asıl şimdi büyük bir hizmette
bulunuyorsun!..
Çünkü konuştukça sen, senin gibiler ve rüşvetçi suç ortaklarınla
nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin yolunu milletimize
anlatıyorsun!.. * * * Ey uyanık sahtekar Reza,
Tarihe geçen itiraflarınla, aşağıda orijinalini kullandığım
sözleri, adeta bir ant gibi içselleştirmemiz gerektiğini bir kez
daha hatırlatıyorsun.
Hırsızlıkla, yolsuzluk ve rüşvetle mücadelenin başka türlü
mümkün olmadığını kanıtlıyorsun.
Böylece belki de hayatında ilk kez “hayırlı” bir iş
yapıyorsun!..
Büyük Önder Atatürk’ün kahraman silah arkadaşı,
Cumhuriyetimizin kurucularından, 2’nci Cumhurbaşkanımız İsmet
İnönü’nün imzasını taşıyan bu tarihi belgeyi gönderen değerli
okurum Bayezit Kerestecioğlu’na sonsuz teşekkürlerimle…
...