“Sevgili Uğur,
İki sezondur Yılmaz Özdil’in Köşe Yazıları adlı
oyununu oynuyorum. Orada Hitit tarihinde kralların kralı
olarak bilinen “Şuppiluliuma”nın adını verdiğimiz skeç çok
güldürüyor. Zaten Yılmaz’ın özelliği bu değil mi?..
Güldür, düşündür. Hikaye şöyle:
Gazeteci arkadaşımız Musa Ağacık -senin de
bildiğin gibi çok esprili bir insandır- günün birinde
sevgili Nedim Şener’i telefonla arıyor. Nedim’in
sekreteri: “Kim arıyor diyelim?” diye sorunca Musa:
“Şuppiluliuma’nın yiğeni Musaliluma arıyor dersiniz” diyor. Bu
konuşma dinlemeye takılıyor. Polis
Şuppiluliuma’nın peşine düşüyor.
Böylece aradan iki bin yıl geçmiş olmasına karşın
Şuppiluliuma, Ergenekon kumpasından aranmaya
başlanıyor!..
* * *
Ben Şuppiluliuma’nın, gözleri faltaşı gibi açık şekilde
düşünen heykelini görünce Uğur’a sordum: “Bu adam gerçekten böyle
miydi, yoksa aranmaya başladıktan sonra mı bu hale geldi?” diye.
Uğur tanışmış adamla “Aynen böyleydi” dedi…
Uğur’un konuşmasını yadırgamadım. Çünkü ikisi de
FETÖCÜ’dür!..