Kıta Avrupasının bazı gelişmiş ülkelerinde suç oranları hızla
azaldığı için cezaevleri kapatılıyor, ülkemizde ise yeni
cezaevlerinin yapımı hızlanıyor!..
Hatta projesi onaylanan yeni cezaevleri, seçim propagandası
süreçlerinde, yöre insanlarına “Size şu kadar bin kişilik cezaevi
yapma sözü veriyoruz” denilerek müjdeleniyor!..
Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Kenan İpek, geçen yıl,
sadece FETÖ’den tutuklanan ve hüküm giyenler için biner
kişilik 50’den fazla cezaevi inşa edilmekte olduğunu
açıklamıştı.
İnşası düşünülen yeni cezaevleri sayısının 174’ü
bulacağı belirtiliyor.
Bunların yerlerini tespit edebilmek için Adalet Bakanlığı heyetleri
bazı bölgelerde incelemeler yapıyor.
Oralardaki meraları gezip dikkatle inceleyen yetkililer arasında
“Acaba şu meraya mı yapsak, yoksa bu meraya mı” şeklinde
tartışmalar yaşandığı yerel medya haberlerine
yansıyor!
* * *
Bu haberleri okurken, gözümün önünden bir yolculuğun unutulmaz
kareleri, adeta film şeridi gibi geçmeye başlıyor.
Yıl 1986…
Hayatımda tanıdığım en dürüst, en çalışkan ve en çok proje üreten
siyasetçilerden biri olan Adnan Kahveci arayıp,
şöyle bir öneride bulunuyor:
“Benimle Anadolu meralarını gezmeye var mısınız? Yanımıza
Hayrettin Karaca Bey’i (Toprak Dede) ve bilim insanlarını alalım.
10 gün dolaşarak meralarımızı, dolayısıyla hayvancılığı nasıl
kurtaracağımızı konuşalım. Eğer bu projeyi hayata geçirmezsek,
gelecekte Türkiye et açığını kapatamaz, çünkü hayvancılık
ölür!..”
Memnuniyetle kabul ediyorum.