Bu yaşıma geldim, böyle bir seçim dönemi yaşamadım.
İktidarın elinde öylesine büyük, hatta erişilmez bir güç var ki,
bunu tanımlarken “orantısız” sözcüğü çok hafif kalıyor.
Bu sadece propaganda gücü değil, kamu kurumlarının da
devreye girmesiyle oluşan muazzam, çok yönlü ve topyekun bir
güç!..
Engel, kural, ilke, etik değer
tanımayan, hedefteki kişi veya kuruluşa savunma hakkı bırakmayan,
kendisine karşıt olan her şeyi ezip geçen, rakibini kum torbasına
çeviren, olmadı dümdüz eden bir güç!..
Medyanın
koşulsuz desteğiyle ne itibar bırakıyor, ne de direnecek hal!..
Baksanıza Binali Yıldırım bile “Yerel yönetim seçimi bu…
Beka konusu değil” diyerek yaşananlardan duyduğu rahatsızlığı dile
getiriyor…
Bir bakıma yapılanların yanlışlığına işaret
ediyor.
★★★
Acıdır, yargı bile devrede!..
Dün sabah İzmir, insanda çocuksu iyimserlikler yaratan güneşli bir
bahar sabahına uyanmıştı. Kahvaltımı yapıp gazeteleri okuduktan
sonra, siz sevgili okurlarıma umut vereceğine inandığım bir konuyu
yazmak için bilgisayarın başına geçmiştim.
Tam girişi yapmak üzereydim ki yandaş kanallardan
biri, Ankara’da açık ara önde gittiği söylenen
CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur
Yavaş hakkında, yüzde 80 şizofren raporu bulunan, belgede
sahtecilikten hüküm giyen, çocuk istismarından yargılanması süren
kişinin iddialarına dayanarak soruşturma başlatıldığını
duyurdu.
Bu gelişme üzerine konuyu değiştirmek zorunda kaldım.
★★★
Zira bu haber, Yavaş’la ilgili olarak artık sayısını
unuttuğumuz iddialara bir veya birkaç yenisinin daha ekleneceğini
işaret ediyordu.
Demek ki tüm televizyon kanalları bu
iddiayı yine hep bir ağızdan canlı yayınlarla Türkiye’ye
duyuracak.
Ama Mansur Yavaş cevap vermeye kalkınca o kanallar sesine, hatta
çığlığına yine kulak tıkayacak!..
Bazıları bununla da yetinmeyip, iddiaya eklediği yalanları
manşetlere çekecek.
Vicdanlar yine isyan edecek…
Daha önce iktidara oy vermiş olan kimi seçmenler bile bu
zulme “yeter artık” deyip tercihlerini değiştirecek…
★★★