Sevgili okurlarım,
Halk Arenası'nı yaptığımız yörelerde, program
öncesi ve sonrasında yurttaşlarımız kaygılarını şöyle dile
getiriyorlar:
“Biz oyumuzu kullanacağız ama ya sonuçlarla
oynanırsa?..”
Ya da öğrenilmiş çaresizlikle “Hayır diyeceğiz ama
nasıl olsa “Evet” çıkarırlar” diyorlar.
Onları dikkatle dinledikten sonra “Merak etmeyin ve
“ama”ları kafanızdan silin! Siz oyunuza sahip çıkarsanız, kimse ona
dokunamaz ” deyip, başlıyorum anlatmaya:
* * *
– 16 Nisan günü sandığa gitmek, hepimizin vazgeçilmez
yurttaşlık, hatta milli görevi… “Benim bir oyumla ne
değişir ki” demeyeceğiz. Bununla da yetinmeyip,
çevremizde ne kadar kararsız eş, dost, komşu, ahbap varsa, onları
da tatlı dille ikna ederek oy vermeye götüreceğiz.
– Sandığa gittik. Oyumuzu da kullandık. Ama görevimiz henüz
bitmedi! Oy kullanma işlemleri sona erdikten sonra
tekrar sandık başına döneceğiz.
– Çünkü sandığımızdaki oyların sayımına, tüm sandık
görevlilerinin ıslak imzalarını taşıyan tutanağın görünür bir yere
asılmasına tanıklık edeceğiz. Ayrıca cep telefonuyla o tutanağın
fotoğrafını çekeceğiz.
– Artık Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) resmi sonuçları ilan
etmeye başlamasını bekleyebiliriz.
– Sonuçlar açıklanmaya başlanınca YSK'nın internet
sitesine girip, oradaki rakamlarla, fotoğrafladığımız tutanakta yer
alan durumu -sandığımızın numarasına göre-
karşılaştıracağız.
– Eğer ikisi arasında bir farklılık görürsek,
bulunduğumuz ilin baro başkanlığına ya da ilçemizdeki siyasi parti
sorumlularına bildireceğiz.
– Bu adımları atmanın milli görevin aşamaları olduğunu
unutmayacağız.