Dolmuş, Türkiye'ye özgü bir toplu taşıma aracı. Yaklaşık 90
yıllık bir geçmişi olan dolmuşçuluk, 1929'da patlak veren ekonomik
krizle birlikte ortaya çıktı. Aynı yöne giden dört kişinin bir
taksiye binmesiyle başlayan dolmuşculuğu hayata geçiren kişi ise
bir aşçı.
Dolmuşculuğun kısa hikayesi şöyle: Cağaloğlu'nda lokanta işleten
aşçı Halit, lokantasına müşteri getiren taksi şoförleriyle yaptığı
sohbetlerden sonra meslek değiştirdi. Taksicilik yapmaya başladı.
Ancak, 1929'daki ekonomik krizle birlikte işleri kötüye gitti.
Bütün taksiciler gibi o da birkaç gün siftah yapmadan evine dönmek
zorunda kaldı.
Üstüne üstlük devamlı müşterilerinden biri işlerinin bozulduğunu ve
artık taksiye binemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Halit'in aklına
bir fikir geldi. Aynı yöne giden dört müşterisine taksi ücretini
paylaşmayı teklif etti. Böylece Nişantaşı- Eminönü hattındaki ilk
seferler başladı.
AMERİKAN OTOLAR
Diğer taksiciler de Halit'i takip edince, dolmuşculuk İstanbul'da
hızla yaygınlaştı. Kısa süre sonra Şişli-Pangaltı, Karaköy- Taksim,
Fatih-Beyazıt ve Sirkeci-Karaköy hatları da ortaya çıktı. Daha
sonra ise Türkiye geneline yayıldı.
İstanbul'da o günlerde dolmuş-taksiler Ford, Plymouth, Dodge,
Buick, Chevrolet gibi eski Amerikan otomobilleriydi. Ancak
dolmuşçuluğun yaygınlaşmasıyla orijinal dört koltuklu Amerikanlar
ortadan kesilip uzatılarak, yedi koltuklu hale getirildi. Amaç daha
fazla gelir elde etmekti.
1950'lerde İstanbul'un nüfusu göçle birlikte hızla artarken, toplu
taşıma araçları yetersiz kalmaya başladı. Böylece dolmuş-
taksilerin önemi daha da arttı. Bu sayede o güne kadar belediyenin
görmezden geldiği dolmuş yöntemi, toplu taşımanın bir öğesi olarak
kabul edildi. Ardından 1954 yılında ilk resmi dolmuş tarifesi ilan
edildi.