Modern çağın en yaygın komplo teorilerinden biri, sanıldığından
çok daha kişisel bir korkuya dayanıyor: En mahrem cihazımızın, her
an bizi gizlice izlediği düşüncesi. Telefonlar artık sadece
iletişim araçları değil; günlük hayatımızın dijital arşivleri,
sırlarımızın kasası ve kimliğimizin bir uzantısı. İşte tam da bu
yüzden, onların bizi "dinlediği" fikri sadece teknik bir endişe
değil, varoluşsal bir rahatsızlık yaratıyor.
Hepimiz o anı yaşadık: Bir arkadaşınızla yeni bir tatil
destinasyonu hakkında konuşuyorsunuz, telefonu elinize aldığınızda
tam o yer hakkında reklamlar karşınıza çıkıyor. Ya da evde kedi
maması bittiğinden bahsediyorsunuz, birkaç saat sonra Instagram'da
kedi maması markaları sizi takip etmeye başlıyor. Bu "tesadüfler" o
kadar sık, o kadar zamanında ve o kadar spesifik ki, Meta'nın sizi
dinlemediğine inanmak neredeyse safdillik gibi geliyor.
DEVLERİN DİNLEMEYE İHTİYACI...