POPÜLİST siyasetin tipik örneklerinden biri olan Trump Amerika’da değil de mesela yine popülistlerce yönetilen Macaristan veya Polonya’da başkan olsaydı bu kadar sorun yaratamaz, kendisi de bu kadar sorun yaşamazdı.
Ama Amerika gibi çok güçlü bir devletin başında olduğu için
dünyanın başına bela oluyor...
Amerika gibi kuvvetler ayrılığının köklü şekilde kurumlaştığı bir
devletin başında olduğu için soruşturmalarla kendi başı da
belada.
TRUMP FENOMENİ
Küreselleşme “gelişmekte olan ülkeler”i güçlendirdi. ABD belki hâlâ
“en büyük güç” ama artık “tek güç” değil. Özellikle küreselleşmenin
şampiyonu Çin çok ciddi rakip...
Muhafazakâr Amerikalılar “tek güç” dönemini özlüyor: Birinci ve
İkinci Dünya savaşlarının muzaffer ülkesi, Soğuk Harp’ten zaferle
çıkan ve Sovyetleri yere seren Amerika...
Trump “Amerika’yı yeniden büyük yapalım” diyerek iktidara geldi.
Şimdi herkesle, Avrupalı müttefikleriyle bile kavga etmeyi “güç
gösterisi” olarak seviyor; şahsi megalomanisini tatmin ediyor.
Bu megalomani kural, nizam tanımıyor; kendi ülkesinde yargı ile,
özgür medya ile kavgalı.
Böylesine güç zehirlenmesi yaşayan Trump’ın usulsüz, yolsuz
işlerinin olmaması mümkün mü?
TRUMP VE YARGI
20 Ocak 2017’de göreve başlayan Trump’ın ilk işi 7 Müslüman ülkeden
gelen yolcuları yasaklayan Başkanlık Kararnamesi çıkarmak
olmuştu.
29 Ocak’ta New York Federal Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. Yargıç
Ann Donnelly kararnameyi anayasaya aykırı bulmuştu.
Böylece Trump, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle tanışmış oldu.
Amerika’da adalet bakanları aynı zamanda “genel savcı”dırlar. Trump
bu göreve seçimlerde kendisini destekleyen eski senatör Jeff
Se...