Mustafa Kemal’in el yazısıyla:
‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’
İmza: Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan M. Kemal
Büyük Zafer’i iyi anlamak için öncesine ve sonrasına bakmak
şarttır.
Öncesinde Sakarya Zaferi vardır, sonrasında bağımsız Türkiye’yi
kuran Lozan Antlaşması...
Eskişehir yakınlarında İnönü mevkisinde Türklerin ikinci defa zafer
kazanmış olması, Yunanistan ve İngiltere’yi durdurmamış, takviye
alan Yunan ordusu taarruza kalkmış, Türk ordusu ise Eskişehir’i,
Afyon’u, Bursa’yı bırakarak Sakarya Nehri’nin doğusuna
çekilmişti.
Yunan topları Ankara’dan duyuluyordu.
Sakarya Savaşı 23 Ağustos 1921’de Yunan taarruzuyla başladı. Eylül
başlarında Türk ordusu yenilmek üzereydi. Ankara düşebilirdi, hatta
başkenti
Kayseri’ye taşıma hazırlıkları yapılıyordu. Fakat geceli gündüzlü
22 gün devam eden savaş 13 Eylül’de Türk ordusunun zaferiyle
sonuçlandı.
GAZİ’NİN DİPLOMASİSİ
Yunan ordusu yenilmişti fakat hâlâ Ege Bölgesi Yunan işgali
altındaydı. Sakarya’da canını dişine takarak savaşan Türk ordusunun
ileri harekât için mecali kalmamıştı.
Mustafa Kemal Sakarya Zaferi’ni diplomatik bakımdan iyi
değerlendirdi. 20 Ekim 1921’de Fransa ile “Ankara İtilafnamesi”
imzalandı, Fransız işgalleri sona ereceği gibi, İngiltere yalnız
kalacaktı.
Gazi, bir yandan orduyu taarruza hazırlarken, öbür yandan Dışişleri
Bakanı Yusuf Kemal Bey’i ve Malta’dan yeni dönen Fethi (Okyar)
Bey’i diplomatik temaslar için Avrupa’ya gönderdi. Görüşmeler
Paris’te iyi geçti.
Londra’da ise Türk düşmanı Lloyd George hükümetinin süngüsü
düşmüştü. Lloyd George artık “Türkler Avrupa’dan atılmalıdır” diye
konuşamıyordu. Sevr Antlaşması’nda yapılacak iyileştirmelerle
Ankara-Atina arasında “ateşkes” yapılmasını teklif ettiler.
Mustafa Kemal bunu kabul etti, bir şartla; bütün işgal altındaki
topraklar tahliye edilecek.
Bu diplomasi ile Ankara, Dünya Harbi’nden bitkin çıkan Avrupa’da
barışçıların desteğini alıyor, Lloyd George hükümetini
sarsıyordu.
Çanakkale Savaşı’nın şampiyonu olan Churchill, şimdi “Türklerle
anlaşmalıyız” diyordu!
‘BÜYÜK TAARRUZ’
Meclis Mustafa Kemal Paşa’ya kolay kolay “olağanüstü yetkilerle
başkumandanlık” vermemişti. Sakarya’da “Mareşal ve Gazi” unvanını
alan Mustafa Kemal Paşa 20 Temmuz 1922’de başkumandan sıfatının
uzatılmasını istediğinde Meclis bunu ancak Mustafa Kemal’in
zaferden sonra “sine-i millete döneceğini” bildirmesiyle kabul
etti.
“Mareşal ve Gazi” Mustafa Kemal Paşa ile Meclis arasındaki bu
başkumandanlık tartışmaları, “Meclis’in üstünlüğü” fikrinin
tarihimizdeki en veciz örnekleridir.
Başkumandanlığı bu defa süresiz olarak uzatılan Gazi, “Büyük
Taarruz”u hazırlıyordu.
İsmet Paşa anılarında, Karabekir’in Doğu cephesindeki ağır topların
öküzlerle çekilerek Batı cephesine getirilmesinin aylar aldığını
anlatır.
Büyük Taarruz’un planlarını Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet paşalar
hazırladı. Kazım Karabekir’le telgraf yoluyla istişareler
yapıldı.
‘İLK HEDEF AKDENİZ’