KRİZDEN elbette çıkacağız, makbul olan tabii ki hasarı daha fazla büyütmeden hızla çıkmaktır.
Bir ülkedeki krizin şu veya bu ölçüde bütün ülkeleri olumsuz
etkilediği bir çağda yaşıyoruz. En büyük ortağımız Avrupa olduğu
için Türkiye’yi destekleyen açıklamalar da peş peşe oradan
geliyor.
EKONOMİ GÖZÜYLE
Başta Avrupa ekonomisinin en güçlü iki lideri Merkel ve Macron
olmak üzere Avrupa ve AB liderleri tabii bu konuya ekonomi gözüyle
bakıyorlar, “Türkiye’nin krizi kimsenin yararına değil”
diyorlar.
Gerçekten bizim ithalatımız azalırsa onların da ihracatı
azalır...
Biz de bu soruna ekonomi gözüyle bakmalıyız. “Türkiye’nin
güçlenmesini istemiyorlar, bunlar Haçlı...” falan gibi eski
klişelerden zihnimizi kurtararak düşünmeliyiz.
Bakın, daha iki yıl önce seçim meydanlarında Avrupa Birliği’ne
“Haçlı ittifakı” diyorduk; bugün en önemli destek açıklamaları
oradan geliyor.
Hükümet yetkilileri de AB’den olumlu bahsediyor.
Krizden çıkışın dış kaynaklarını düşünürken özellikle AB’den gelen
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı uyarısının önemine dikkat
etmeliyiz.
NE DİYORLAR?
Trump’ın kabadayılığına karşı Türkiye’ye destek açıklaması yapan
ilk Avrupalı lider Merkel olmuş ve hemen şunu eklemişti:
“Merkez Bankası’nın bağımsız olmasını sağlamak için her şey
yapılmalı”
AB Komisyonu’nun bütçe görevlisi, yani bir bakıma AB’nin maliye
bakanı Günther Oettinger Ankara’nın “Merkez Bankası’nın
bağımsızlığı, faiz politikalarında değişiklik ve ekonomik
sübvansiyonlar konusunda yeniden güven yaratacak önlemler alması
gerektiğini” söyl...