Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Paris’te Maliye Bakanı Bruno Le Maire’le görüştü; 21 Eylül’de Berlin’de Alman Finans Bakanı Olaf Scholz’la görüşecek.
Finans merkezi olan Londra’daki görüşmeleri daha bir önemli.
Hatırlayın, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası
Başkanı Murat Çetinkaya Londra’da büyük finans kuruluşları ile
görüşmüş, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı” ve “kurallı piyasa
ekonomisi” gibi konularda güvence vererek piyasaları
sakinleştirmiş, dolar 4.5’li rakamlara inmişti. (30 Mayıs)
Albayrak, Londra’da Maliye Bakanı Philip Hammond ve Devlet Bakanı
Alan Duncan’ın ardından dün de “dünyanın en büyük finans
kuruluşları”yla görüştü.
Haberlere göre bunlar, “toplamda 15 trilyon dolar büyüklüğünde
varlığı yöneten firma başkan ve yöneticileri”dir.
‘RASYONEL DİL’
Albayrak, dış kaynak temini için IMF’den kredi almayı
düşünmediklerini, ihtiyaç duyulan dış kaynağı “doğrudan yabancı
sermaye yatırımları”yla ve “piyasa kaynaklarından”, yani küresel
piyasalarda borçlanarak temin edeceklerini belirtiyor. “Küresel
sermaye piyasalarında yer almaya devam edeceğiz” diyor.
Albayrak, çeşitli konuşmalarında ve Reuters’e yaptığı son
açıklamada Merkez Bankası’nın bağımsızlığını önemle vurguluyor,
idari kararla “faizi indirmek”ten hiç bahsetmiyor, aksine öncelikli
hedefin enflasyonla mücadele olduğunu söylüyor.
AK Parti’nin siyasi söyleminde çok yer almayan “rasyonel
politikalar” gibi kavramları da vurguluyor. Hatta “kredi
derecelendirme kuruluşları”nın olumsuz raporları sorulduğunda,
“sübjektif” değerlendirmeler yaptıklarını ama sermaye
çevrelerindeki öneminin “gözardı edilemeyeceğini” söylüyor;
“T&...