ZİHNİMİZDE dindar, modern, Avrupalı, Ortadoğulu gibi kavramların
çağrıştırdığı değer yargıları nedir?
Bu da nereden çıktı demeyin. Öteden beri birçok kavgamızın
temelinde bu kavramlara verdiğimiz farklı anlamlar var.
Bugünlerde gündemde bulunan anayasa ve sistem konuları da bu
kavramlara verdiğimiz anlama göre çok farklıdır.
Benim bugün bu konuyu yazmamın sebebi, Kadir Has Üniversitesi’nin
yaptığı “Türkiye Sosyal Siyasal Eğilimler Araştırması”nda bu
kavramların yer almasıdır.
“Türkiye’nin şu anki durumunu en iyi hangi kavram ifade eder?” diye
sorulduğunda toplumumuzun yarısı “Avrupalı” bir halimizin olduğunu
söylüyor, öbür yarısı “Ortadoğulu” diyor.
Sosyalist, sosyal demokrat gibi muhalif kesimler Türkiye’nin şu
anki durumunu “Ortadoğulu” ve “geri kalmış” görüyor.
Fakat “dindar” ve “muhafazakâr” kesimlerde “Avrupalı” ve “modern”
kavramları ağır basıyor. İlginç değil mi?
AVRUPALI MODERN DEMOKRAT
Kendisini “dindar” olarak niteleyenlerin yüzde 57.8’i,
“muhafazakâr” olduğunu söyleyenlerin de yüzde 56’sı bugünkü
Türkiye’yi “Avrupalı” olarak niteliyor.
Soru “Modern mi, geri kalmış mı?” diye sorulduğunda, “dindarlar”ın
yüzde 84’ü, “muhafazakâr”ların yüzde 88’i bugünkü Türkiye’nin
“modern” olduğunu söylüyor.
Dindarlar ve muhafazakârlar açıkça bellidir ki; “Avrupalı” ve
özellikle de “modern” kavramına olumlu anlam yüklüyor.
Türkiye’nin şu andaki durumunun objektif olarak nasıl olduğu ayrı
bir konudur. Bana göre “gelişmekte olan ülke” manzarasıdır;
gelişmiş ve gelişmemiş yönlerimiz iç içedir.