Dördüncü Zekâ ve Yetenek Kongresi'ndeyiz.
2 günlük kongre için yurdun dört yanından gelmiş gençler, zekâ ve
yeteneğe dair neler olup bittiğini öğrenmek için toplanmış.
Yıllardır kongrelere katılan, düzenleyen, konuşan, izleyen biri
olarak dikkatimi çeken, genç insanların, çeşitli illerden kalkıp
gelmeleri, 120 liralık katılım ücreti ödeyip, çoğunun yer
bulamadığı için geri dönmeleridir.
Bu durumu son derece hayati öneme sahip ve müthiş gelişme olarak
değerlendiriyorum. Bu durum, zekâ ve yeteneğin artık gündeme
geldiğinin, 3 tarafı deniz, 4 tarafı sorunlarla çevrili bu çetin
coğrafyada daha akıllı olmamız gerektiğini kavradığımızı
yansıtıyor.
Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı sorunlarla baş etme
yeteneğimizi organize hale getirmek, kamunun zeki ve
yeteneklilerimiz için hangi tür imkânlar açabileceği, bu değerli
insan kaynağımızın nasıl daha verimli kullanılabileceğini
tartıştıklarını söylüyor.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, insan beyninin daha yetkin
kullanımı halinde toplum hayatından birey mutluluğuna, ekonomiden
geleceği inşa etmeye dek her alanda nasıl fark oluşacağı üzerinde
duruyor.
Ziya Selçuk, her çocuğun ayrı bir evren olduğunu, tekdüze eğitimle
bu zenginliği heba etmemek gerektiğini savunuyor. Ferhunde Öktem
ise zeki ve yetenekli çocukların eğitimine dair altın bilgiler
sunuyor.
Onlar anlatıyor, salon dinliyor ve anlıyorum ki bu alanda
susamışlık had safhada... Zekâ ve yeteneklerimizi daha iyi bir
yarın, daha güçlü bir Türkiye ve daha yetkin birey için kullanmak
istiyoruz fakat henüz yol yordam geliştirmediğimizi fark
ediyoruz.