Şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk... Bu 4
madde kurumsal yönetim ilkeleri... OECD'nin güncellediği bu
evrensel değerler, Türkiye'de yalnızca halka açık şirketlerin
değil, sürdürülebilir olma iddiasındaki her kuruluşun yol
haritası...
Gelecek hafta Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD)
9'uncu zirvesinde aile şirketlerinden bağımsız yönetim
kurulu üyelerinin ücretine dek pek çok konuyu masaya
yatıracak. Yarın kimlerin hayatta kalacağına
dair şirketlerin bilmesi gerekenleri kamuoyu ile
paylaşacak.
Zirvenin ülke için önemini TKYD Başkanı Hurşit
Zorlu ve yönetim kurulu üyeleri, Mustafa
Doğrusoy, Orhan Turan, Güray Karaçar ve Selim
Oktar ile tartışırken ortaya çıkan ortak görüş
kurumsallaşmanın şirket ömrünü uzattığı ve
kurumsallaşmanın ülke ekonomisine katkı sağladığı
oldu.
Ülkedeki şirketlerin %98.8'i KOBİ... Bunların %95'i de
aile şirketi... Fakat sorun şu ki bu şirketler uzun ömürlü
olamıyor. Her 10 şirketten yalnızca 3'ü ikinci nesli
görüyor. Her 100 aile şirketinden sadece 3'ü dördüncü
kuşağa varabiliyor.
Gerisi? Yok olup gidiyor. Peki neden? Kurumsallaşma ve yönetim
ilkeleri tam da bu nedenlerin ilacı
niteliğinde... Patron kurumsallaşmaya inansa
da ilkelere sadık kalmadığından kendinden sonra şirketi
dağılıp tarih oluyor.
Bana göre 1 milyon 300 bin şirketin patronu, bu zirvenin
çıktıları ve kurumsallaşmadauzmanlık merkezi haline gelen
derneğin yayınlarıyla yakından ilgilenmeli, OECD'nin ilkeler
kitabından edinmeli...
Bundan 5 yıl önce "eltikrasi" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bir
bakan arkadaşım aradı; "Şeref bey, o kelime 'elitokrasi' olacaktı"
diye uyardı. Ben de "hayır, bildiğiniz elti" demiştim.
Ailenin oyun alanı haline gelmiş ilkesiz şirket...
'Elitokrasi'yi, bir ulus içinde halktan ve gerçeklerden kopuk
yaşayanların yönetim iştahıdiye
tanımlarsak,'eltikrasi' de benzer dinamizme
dayanıyor, ilkelerden, şirketin gerçeklerinden ve iş
hayatından kopuk bir grup insanın (elti, yenge, damat, gelin
vs.) veyengeler), yıkıcı rekabet ile aile şirketini krize
sokmalarını anlatıyor.