Türkiye zıplamak istiyor. Bunun için
yavaşlayan büyümesini hızlandırmak, ikinci nesilnitelik
reformları yardımıyla üst gelir grubuna
tırmanmak istiyor. Bunu yaparkenekonomiyi paçalarından aşağı
çeken yığınca safrası var.
Değer üretmeyen süreçleri üretimin keneleri diye
tanımlıyor ve rantiyesinden tembel memuruna dek bu
alanları tartışma gündemine taşımak istiyorum. Zira
üretimin kenelerinden kurtulmadıkça reformların etkisinin az
olacağını biliyorum. Bugünkü kene grubu kurnaz aracılar...
Kurnazlık, sanıldığı gibi zekânın diğer
adı değil, vicdan ve akıldan arındırılmış
özel veşeytani türüdür. Nimeti alıp külfeti
ötelemektir ve değer üretmediği halde kârdan pay peşinde
koşmaktır.
Tarlada 50 kuruşluk domates, sofranıza 5
liraya geliyorsa, aradaki kurnaz aracılar sizin de
hayatınızda var demektir. Peki, aracısız olur mu? Yerinde ucuz diye
her birimiz salatalık malzeme için tarlaya gidecek
halimiz yok. Bunu bizim
için birileri yapacaktır.
Burada sorun 50 kuruşu 5 liraya tırmandıran zincirde, hiçbir değer
üretmediği veya çok az katkı ürettiği halde aslan payını
alan kurnaz aracılardır. Bunlardan kurtulmadıkça gıda
fiyatları üzerinden enflasyonu beslemekle
kalmaz, bütçemizin kenelerine haksız kaynaktransfer etmiş
oluruz.
Domates örneğini verdim ama bu dar yerde siz kendi hayatınızdan
kurnaz aracı örneklerini
görebilirsiniz. Trafikten tapuya, hukuktan sağlığa, turizmden finansa
dek her alanda "aracılık" edip hak ettiğinden fazlasına el
koyanlar...