Merkez Bankası'nın dünkü Para Politikası Kurulu'nda
faizlere dokunmayışı, önümüzdeki döneme dair ilginç
ipuçları sunuyor bize... Öncelikle Amerikan Merkez
Bankası FED'in çeyrek puanlık faiz artışıyla başlayan yeni
dönemde, panik atağa gerek olmadığınıgördük.
İkincisi, içeride faize dair atılacak adımlarda FED'i taklit etmek
yerine, ekonominin kendi şartları içinde karar
geliştirmenin mümkün olabildiğini gördük. Kısaca, kendi
faizini FEDa etmeden ekonominin ihtiyaç duyduğu düzenlemelere
odaklanabiliyormuşuz.
Merkez'in 28 Ocak 2014'te gece yarısı 5.5 puan faiz
artışı hâlâ zihinlerimizde taptaze duruyor. İzleyen
süreçte sürekli geç kalmakla eleştirdiğim Merkez'in, bu
defa artışta dageç kalıp kalmadığını sorguluyorum.
Başkan Erdem Başçı'nın, piyasada yarım puan artış beklentisi
oluşmuş iken faize dokunmamış olmasını gerekçelendirdiği nokta,
piyasalardaki oynaklığın azalmasının kalıcılığına dair
daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğu yönünde...
Açıklanan yapısal reformların uygulamaya
geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde
artırabileceği, diğer dikkate değer beyanat... Bu da
Merkez'in bağımsızlığını yitirmeden ama büyümeyi de
kendine dert ettiğinin işareti. Ki bu iyi bir şeydir.
Para politikasının enflasyona bağlı olacağı, dünkü Merkez
beyanında "beklenen" ifadedir. Olağanüstü gelişmeler yaşandığında
faiz artışının da olağanüstü olabileceğinianlayabiliriz bu
cümleden...