Sanıyorsunuz ki özel sektör dinamizmi, kamu benzeri örneklere
izin vermez... Aslında durum bunun tam tersidir. Özellikle kuruma
yeni iş fikirleri sağlayacak veya satınalma sürecinde daha uygun
girdiler temin edecek insanlar, bu "kurum içi bürokratlar"
tarafından engellenebiliyor.
Örnekleri analiz ettikçe ortaya çıkan tablo; "güvensizlik" ve "risk
üstlenme" gibi kavramlarla şekilleniyor. İnisiyatif almaktan uzak
kişilerin, firmalarda kritik pozisyonlara getirilmesi, "ölümcül
hata" olarak nitelendirilebilir.
Yaptığı her işlemde, kendini garantiye almak için karşısındakini
"bürokrasi" ile bıktıran bu belge- obur yöneticilerin firmaya
maliyeti nedir dersiniz? Bu konuda bir çalışma yok fakat başka bir
çalışma, size bir fikir sunabilir.
İşgücündeki her birey, 1 saatlik çalışma sonucu milli gelire ancak
6 lira katkı sağlayabiliyor. Aynı rakam, AB ülkelerinde 50 lira,
ABD'de ise 80 lira...
Bu istatistiğe konu olan "işgücündeki ortalama bireyi" kendi
firmanızda ve milli geliri de "sizin cironuz" olarak düşünün...
Ölçü olarak Batılı örneklerden yola çıktığınızda, firmanızın
fazlasıyla "değer yaratmayan iş süreçlerine" sahip olduğunu
görüyorsunuz.
Bizim KOBİ'ler, krizlerin yardımıyla(!) değer yaratmayan iş
süreçlerini bulup ayıklama konusunda hayli başarılı olabiliyorlar.
Fakat "iş yapma kültürü" eskinin "kazan/ kaybet" yaklaşımına
takılıp kalan "kurum için bürokrasi" yüzünden, yeterince verimli
hale gelemiyorlar.