Uyanan dev Türkiye, yalnızca Zeytin Dalı operasyondaki
başarısıyla teröre karşı durmuyor aynı zamanda ekonomi alanında
yeni atılımları sürdürüyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek küresel inovasyon liginde ilk
20'ye girme hedefini hatırlatıyor, "Son listede 4 sıra yükselip
33'üncü sıraya çıktık" diyor.
İnovasyon neden önemli?
Çok basit, sadece ekonomide değil, savunma sektöründen eğitime dek
her alanda nitelik sıçraması, ancak inovasyon ile mümkündür.
Peki, Türkiye ilk 20'ye girebilir mi? Evet ama şartları var...
Ataların sözüdür; "durduk yerde icat çıkarma." Biz bunu yalnızca
"icat çıkarma" diye kısaltmış, inovasyon eksiğimize "kültürel
mazeret" yapmışız.
Oysa bu çetin coğrafyada başı her sıkıştığında, "ihtiyaç
duyduğunda" icat çıkara gelmiş, problemlere çözüm üreterek var
olabilmişiz.
Bana göre sorun icada ihtiyaç duyma noktasındaki idrak
gecikmesidir.
Nitekim yıllardır yazar dururum, bizde kaynak değil idrak sorunu
var diye...
2009'da Küresel Kriz Avrupa'yı vurunca ihracatçı, eksen kaydırmayı
icat etti ve dünyanın sadece Batı'dan ibaret olmadığını keşfetti.
Yetmedi, katma değer olmayınca ihracatın hamalı olduğunu fark etti,
inovasyon ihtiyacını keşfetti.
Yıllardır AR-GE'ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin,
arzulanan başarıya neden ulaşamadığını sorguluyorum. Yasa sorunu
vardı, çözdük; kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik sorunu vardı
ziyadesiyle verdik.
Peki, neden AR'aştırdığımız kadar GE'liştiremiyoruz?
Kaçımız bu açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki,
idrak gecikmesi var bizde.
Farklı olandan KORKU, bize benzemeyenden NEFRET, rakiple düello
yerine PUSU, akıl yerine KURNAZLIK, sabır yerine TELAŞ, merak
yerine BİAT, bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine TAKLİT...
İnovasyon, "eski köye yeni âdet" getirmek ise, köyün kendi eskimiş
seçenekleri dışında, "yeni" alternatifleri üretmeye izin vermesi
gerekmez mi?
Afrin'de gördük ki teröre karşı mücadele sürecinde yerli ve milli
silah ihtiyacını fark ettik ve gereken icatları çıkardık.
Bu yüzden sadece ordumuzun değil, her kurumun, kamu ve özel
sektörün, kendi içine yönelik devrimci adımla gözlem yapması
gerektiğini savunuyorum.
Değer üretmeyen süreçleri tespit etmeli, yeni ihtiyaçları
tanımlamalı ve küresel akımları gözleyerek geleceğe dair sorunlar
envanteri oluşturmalı.
Bunu bir kez idrak edince, pekâlâ icat çıkarır, küresel
inovasyonda, dünya prömiyerindeki hiçbir yarıştan geri
kalmayız.