Londra'da 1.1 milyar $'lık sendikasyon kredisi imza
törenindeyiz. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ile tören sonrası
Türkiye ekonomisine yönelik algı operasyonlarında kredi
derecelendirme kurumlarının rolünü konuşuyoruz. Bali; 15 Temmuz
sonrası Türkiye'nin notunu kıran uluslararası kredi derecelendirme
kurumlarının birçok olumsuz rapor yayımladıklarını hatırlatarak
ekonomide gelinen nokta itibarıyla bunun hesabının sorulması
gerektiğini söylüyor.
Reyting kuruluşlarının darbe girişimi sonrasındaki tutumunu
eleştiren Bali, "Hatırlayınız, savları vardı. Borçların
çevrilebilirliği, reel sektörün açık pozisyonu, şu bu diye bir sürü
şey yazmışlardı. Ekonominin büyümesiyle ilgili yazdıkları şeyler
vardı. Şimdi mesela onlardan bir tanesi yüzde 4.7 yapmış ekonominin
büyüme beklentileri. 'Reyting şirketleri sizin epey öngörünüz
vardı. Ne oldu onlara?' diye sorulmalı" diyor.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
Reyting şirketlerinin bir ülke ekonomisinin serbest düşmeye
gitmesine imkân verecek pozisyon aldığına ifade eden Bali; "Bu
ülkenin hiç mi milli refleksi yok? Sanki revize ettiğinde evvelki
ile ilgili hesabı vermiş oluyor. Nasıl şey bu? Pardon bile demiyor.
Yeni tahminini açıklıyor. Şu anda yüzde 2.6 birininki, 3 küsur da
diğerininki. Revize edecekler çatır çatır şimdi. Bir süre sonra
şöyle olacak; bir rakam daha geldikten sonra revize ettiği bir
raporunu daha önce hiçbir şey söylememiş gibi yazıp geçecek. Bu
kadar bedelsiz…"
HATA ÜSTÜNE HATA
Notçuların sadece algı operasyonu yapmakla kalmayıp hata üstüne
hata yaptığını da vurgulayan Bali, kritik noktalara dikkat çekiyor;
"O tarihte çıkıp tane tane, kalem kalem anlattık yanlışlarını, bir
karşılığı olmadı. Anlaşılıyor ki bu kurumların farklı rolleri var.
Çok kısa bir süre önce, bir tane bankanın analisti rezalet bir şey
yazdı, yanlış. Raporun içerisinde 'Biz bunları kanıtlayamayız' da
diyor. Yani kanaat ifade etmiş. Biz buna oturduk, ince ince,
Türkiye ekonomisinde hangi gösterge nedir, niye bunlar böyle
oluyor? Koca ülkenin ekonomisiyle ilgili oyun oynar gibi bir rapor
kimin harcına? O kadar kolay mı bu?"
SKANDAL RAPORLAR HAZIRLANDI
İŞ Bankası Genel Müdürü Bali, kredi kuruluşlarının Türkiye'deki
politika faizini bile doğru yorumlayamadıklarını savunuyor;
"Hatırlayınız politika faizi yüzde 4'lerdeyken, Merkez Bankası faiz
koridorunu başlatmıştı. Ve koridorun üstünden fonlama yaptığı için
de fiili fonlama faizleri yüzde 7.5- 8'lerdeydi. Sonra politika
faizini yüzde 10'a çıkarttığında Merkez Bankası, bunlar rapor
hazırladırlar. Uluslararası bir organizasyonda politika faizi 6
puan yükseldi diye oradaki katılımcılara bu raporu dağıttılar. Oysa
6 puan yükselmiş değildi. Daha fiili ağırlıklı ortalama fonlama
maliyeti ile politika faizi denilen alt bir ayrıma dikkat
etmeden... Bu duruma vakıf değillerse bile bu rapor skandal,
bildiği halde böyle yazıyorsa başka bir skandal."
İŞSİZLİĞE TAKILMAYIZ BÜYÜME ÇOK İYİ
Adnan Bali, büyümenin bundan sonrasında ne kadar sürdürülebilir
olacağına ve bir büyüme kompozisyonu değişikliği olup olmayacağına
bakmak gerektiğini belirtiyor; "Şu anda bunun için bir öngörünüz
var mı derseniz, şu an için bunu görmüyoruz, bilmiyoruz.
Bekleyişler ne kadar değişecek?
Mesela şunları biliyoruz; PMI endeksi 2011 martından sonraki en
yüksek değerinde. Sanayi üretimi 2011 ocak ayından sonraki en
yüksek değerinde. 700 bin kişinin üzerinde net istihdam artışı var.
Son 10 yılın ortalama artışı 332 bin… Bunun iki katı
gerçekleştirilmiş durumda şu ana kadar.
Yani işsizliğin düşmüyor olmasına takılmayınız. O, hep işgücüne
katılımla ilgili. Türkiye, 7.7 milyon yeni iş yarattı. Avrupa'daki
birçok ülkenin nüfusundan daha fazla... Ama işgücüne katılım oranı
da son derece yüksek olduğu için biraz zayıf kalıyor."