Bal gibi olur. Oluyor da… 2005'te ihracatın %1,5'i TL
ile yapılırken bu oran 2011'de %2,5'e, geçen yıl %4,1'e
ve şimdi de %5,9'a tırmanmış. Başlangıçta yavaş seyretse de
son yıllarda giderek daha hızla artan TL kullanımı söz
konusu ihracatımızda… Bu durum TL'nin sadece içeride
değil, bölgesel ticarette de tercih edilen
para birimi haline geldiğini gösteriyor. Şüphesiz bunda, Türk
ekonomisinin son 10 yılda
gösterdiği performansın payıbüyük.
Dikkat çekici olan;
2011'deki %8,8'lik rekor büyüme ardından peş peşe
gelen ekonomiye yönelik saldırıların, ihracatta TL
kullanımını, beklentilerin aksine azaltmadığı, aksine
tırmandırdığıdır.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
Başkanı Mehmet Büyükekşi, dış ticarette TL kullanımının
arzulanan gelişme olduğuna dikkat çekiyor. Milli para birimimizin
artan itibarıyla birlikte Türkiye'nin başka ülkelerle SWAP
anlaşmaları yapmasının önü açılıyor.
Dolar intikam tugayı diye adlandırdığım
kesimlerin Türkiye'ye diz çöktürme gayesiyle döviz
üzerinden başlattıkları saldırılara karşı durmak
için TL'ye güç vermenin bir yolu da ihracat
içinde milli paranın payını arttırmak olacaktır.
TL ile yapılacak daha fazla dış ticaret sayesinde cari
açığın finansmanında yurt dışından döviz temin
etmeye daha az ihtiyaç duyacağımız kesindir. Bu
açıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "yine teğet geçecek"
çağrısına verilecek desteklerden biri de TL'yi ihracatta
daha fazla kullanma gayretidir.
Faiz mücadelesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan "yalnız bırakıldığı"
vurgusuyla birlikte "dövizleri TL'ye çevirin" çağrısını
yineliyor.