Sandık aritmetiğinin imkân sunduğu koalisyon
alternatiflerini tartışıp duruyoruz. Neticede ortada
bir nicelik sorunu var. Seçmen tek parti demediğinden
hükümet kurmak için niceliğin ön planda olması, anlaşılabilir.
Fakat koalisyonun bir de nitelik boyutu var.
Önce yönteme dair birkaç not: Nicelik arayışında şayet seçim
öncesi verilen vaatler sorun olacaksa, dert
etmeyin. Tutulmadı diye küsmem ben. Varsın mazot 1.5 liraya
indirilmesin.Asgari ücreti 1500 lira hatta 5 bin lira
yapamadıysanız alınmam.
Ya da emekliye 2 maaş sözünü velev ki tutamadınız. Buna
da üzülmem. Zira sağlam mazeretiniz var: "Efendim bizi tek başına
iktidara getirmeniz şartıyla..." Ama Ak Parti'nin tek parti
iken seçim meydanlarında verdiği sözler tutulmazsa,
bunu dert ederim. Zira muhalefetin
vaatleri hayal olsa da Ak Parti'nin
paketleri, proje idi.
Nicelik odaklı tartışmada görünen o ki Ak Parti'yi dışarıda
bırakacak kombinasyonlarınaritmetiği olsa da sürdürülebilirliği
yoktur. Kurulacak koalisyonda Ak Parti'nin yanına kimin gelip
"nicelik" sağlanacağı çözülünce yüzleşeceğimiz gerçek niteliğe
dairdir.
Nitelikten kastım, 13 yıl önceki koalisyon
tecrübemizden çıkaracağımız derslerin neler
olduğudur. Ver 10 bin kadro al
kararnameyi şantajıyla ortağına tuzak kuran yapı mı
sergilenecek yoksa ülkenin büyümesine mi hizmet
edilecek?